YARGI VE İŞ DÜNYASI ADANA’DA BULUŞTU
Haber

YARGI VE İŞ DÜNYASI ADANA’DA BULUŞTU

ADANA’DA YARGITAY BÖLGESEL İÇTİHAT FORUMU GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Yargıtay Başkanlığı, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) ve Adana Sanayi Odası (ADASO) iş birliğiyle Adana'da 'İş Hukuku' başlıklı Yargıtay Bölgesel İçtihat Forumu düzenlendi. Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, forumun açılışında yaptığı konuşmada, "İş dünyası olarak mevzuatın ve iş yargısının işçi ve işverene eşit mesafede olmalarını istiyoruz. Adalet terazisinin bir kefesine ağırlık verilmesinin, çalışma barışını bozduğunu biliyoruz." dedi.

Adana Sheraton Otel'de düzenlenen foruma, Yargıtay Birinci Başkanı Mehmet Akarca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanı Dr. Seracettin Göktaş, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Başkanı Ayhan Tuncal, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanı Murat Kıyak, Adana Valisi Dr. Süleyman Elban, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, TOBB Uyum ve Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezi Başkanı Cemil Çiçek, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Meryem Tuncel, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder, Adana Sanayi Odası Meclis Başkanı İsrafil Uçurum, Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, Adana Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe, Adana Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Bilgiç, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütcü, Yargıtay üyeleri, hakimler, savcılar ve iş dünyasının temsilcileri katıldı.

'YENİ KUŞAK ÇALIŞANLAR İÇİN ESNEKLİK OLMAZSA OLMAZ'

Forumun açılışında konuşan Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, ülkemizin genç bir nüfusa sahip olmasının önemli bir fırsat penceresi açtığını belirtti.  Kıvanç, "Eğer genç nüfusumuzu ekonominin taleplerine uygun bir şekilde eğitip beceri kazandırırsak ve onların talep ettikleri çalışma biçimlerini içeren rekabetçi bir çalışma mevzuatı oluşturabilirsek, Cumhurbaşkanımızın bize hedef olarak gösterdiği ilk 10 ekonomi arasına ulaşmayı başarabiliriz. Yeni kuşak çalışanlar için esneklik olmazsa olmaz. Artık gençler bir işyerinde 25 yıl çalışmak istemiyor. Bu konuyla ilgili olarak mevcut yasaların yorumunda, sizlerin günümüze uygun esnek düşünceleri bile iş dünyasının ve istihdamın önünü açacaktır diye düşünüyorum." dedi.

Yeni İş Kanunu'nun yaklaşık 17 yıllık uygulamasında çalışma hayatına birçok yenilikler getirdiğine değinen Başkan Kıvanç, "Bunun yanı sıra, işçi ve işverenler açısından yeni uyuşmazlıkları da ortaya çıkardı. İş dünyası olarak mevzuatın ve iş yargısının bizi korumasını istemiyoruz. İşçi ve işverene eşit mesafede olmalarını istiyoruz. Adalet terazisinin bir kefesine ağırlık verilmesinin, çalışma barışını bozduğunu biliyoruz. Bizim için önemli olanın, çalışma mevzuatının dengeli hazırlanması ve adaletli uygulanması olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. İş Kanunu'ndaki uygulama sorunlarının giderilmesi noktasında Yargıtay’ın ilgili Hukuk Dairesi'nin verdiği kararlar, oluşturduğu içtihatlar önemli bir boşluğu dolduruyor. Çalışma barışının korunması için yargının oluşturduğu içtihatları önemli görüyoruz." diye konuştu.

Hukuk sisteminin sadece mülkün ve devletin değil, ekonominin de temel direği olduğunu söyleyen Kıvanç, sözlerini şöyle tamamladı:

"Hukuk adil ve güçlü olursa, insanların birbirine, kurumlara ve sisteme olan güveni artar. Adalet ve güven duygusu bir ülkede güçlüyse, o ülkenin ekonomisi de güçlü olur. Adalete güven oldukça yerli ve yabancı yatırımcı ülkemizde yatırım yapmak için birbiriyle yarışır. Ülkemiz yargı sisteminin daha iyiye gitmesini sağlayacak reformların yapılması hiç şüphesiz ki ekonominin daha güçlü ve daha iyi bir hale gelmesini de sağlayacaktır. Yatırım ortamını değerlendiren uluslararası kriterlere baktığımızda, ülkelerin yargı sistemi, adalete erişim kıstasları ve en önemlisi de hukuk güvenliğinin, yatırım ortamının ne kadar uygun olduğuna referans olarak alındığını görmekteyiz. Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde esas alınan ilke ve değerlere ulaşmaya çalışmak, bu ilke ve değerlerin daha etkin bir biçimde var olmasını sağlamak ülkemiz ekonomisinin büyümesine de önemli katkı sağlayacaktır. Böyle bir adalet ortamına ulaşmamız, yabancı yatırımcıların da dikkatini çekecek ve ülkemize yapılacak yatırımları artıracaktır."

'İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU HERKES İÇİN ÖNEMLİ'

 

Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Meryem Tuncel de, bireysel ve sosyal yönleriyle iş hukukunun, güncel hukuk dalları arasında önemini sürdürdüğünü ve her geçen gün değişime açık bir bilim dalı olarak adalet sistemimiz içinde yerini koruduğunu söyledi.

Prof. Dr. Tuncel, "Sanayi ve ticaret alanındaki gelişmeler ve pandemi gibi önceden öngörülemeyen sıra dışı durumlar, iş hukukunun yaşayan dinamik bir bilim dalı olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koymuştur. Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizin ve çalışma yaşamının değişen koşullardan etkilenmemesi düşünülemez. Bu değişim ve dönüşüme doğru teşhisi koymak ve gerçekçi çözüm önerileri üretmek, bu çözüm önerilerini aklın ve bilimin gerektirdiği ilkelere ve esaslara dayandırmak, her açıdan önem taşımaktadır." dedi.

Bu bağlamda kurumlar arasında kolektif çalışma anlayışına ve kültürüne her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduklarını belirten Tuncel, "Üniversitemizin  genç bir fakültesi olan Hukuk Fakültesi, dinamik ve genç kadrosuyla her zaman üzerine düşeni yapma gayreti ve sorumluluğuyla hareket ederken, yönetim olarak toplumsal sorumluluk anlayışımızla ihtiyaç duyulan her alanda katkı sağlamaya hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum." diye konuştu.

'YÜZDE 60’A YAKIN MESLEKTAŞIMIZ 5 YIL VE ALTINDA KIDEME SAHİP'

Yargıtay Birinci Başkanı Mehmet Akarca ise vatandaşlar tarafından mahkemelere açılan milyonlarca davanın, hakim ve savcıların fedakar çalışmalarıyla sonuçlandırıldığını ifade etti.

Akarca, "Buradaki en büyük sorunlarımızdan birisi, 22 bin 800 hakim ve Cumhuriyet savcısının bulunduğu yerde yüzde 60’a yakın meslektaşımızın 5 yıl ve altında kıdeme sahip olmasıdır. Önümüzdeki günlerde eğitim yoluyla ve daha da yapılacak reform çalışmalarıyla bu alandaki boşluğun hızla giderileceğini göreceğiz." dedi.

Yargıtay Birinci Başkanı Mehmet Akarca, yargının görevi ile işlevi, iş hukukunun önemi, Yargıtay’ın reform stratejisi, adli kalite, gerekçeli kararlar, yapay zeka tabanlı Yargıtay İçtihat Merkezi ve sosyal medyanın yargıya duyulan güvene etkisi hakkında konuştu.

Akarca, Yargıtay Bölgesel İçtihat Forumu'nun öncelikli amacının, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının Yargıtay içtihatları ile uyumlaştırılması olduğunu söyledi.

'ÇOK ÇETREFİLLİ SORUNLAR BULUNUYOR'

Diğer sosyal alanlar gibi iş yaşamının da küreselleşmenin etkisine maruz kaldığı bir dönemden geçildiğini kaydeden Akarca, şöyle devam etti:

"Adana Valimiz Dr. Süleyman Elban, sohbet ederken günümüzde en büyük problemlerden birisinin iş yeri tanımı' olduğunu ifade etti. Gerçekten de pandemi bize bunu gösterdi. Dijital dönemle birlikte 'Evden çalışma' diye bir kavram ortaya çıktı. Evde çalışan insan ev işini yaparken bir kazaya uğrarsa iş kazası mıdır, yoksa gerçekten kendisinin neden olduğu bir kaza mıdır? Bunun ayrımını yapmak son derece güçtür. İş Hukuku Dairemizin ve iş hakimlerimizin önünde çok çetrefilli sorunlar bulunuyor ve iş hukuku çok dinamik, yaşayan, canlı hukuk dallarından en önemlisidir. İş hayatını, çalışma hayatını, ekonomiyi doğrudan etkilemektedir. Küreselleşmenin sonucunda, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel değerler ulusal sınırları aşarak uluslararası alana hızla yayılmış, ülkeler arasında sürekli bir etkileşim ve iletişim meydana getirmiştir. Hukukçular olarak, küreselleşen dünyanın değişen şartlarına uygun ve adil bir hukuk düzeni oluşturmalıyız."

'SOSYAL MEDYA MAHKEMELERİ'

Yargısal süreçler hakkında sosyal medyada yapılan paylaşımlara da değinen Akarca, şöyle konuştu:

"Üzülerek ifade etmem gerekir ki çoğunlukla sahte hesapların arkasına sığınan kullanıcıların yargısal süreçler hakkında sosyal medyada yorumlar yapmasına ilişkin uygulamalara sıklıkla rastlıyoruz. Buna 'sosyal medya mahkemeleri' deniyor. Kişinin suçlu olup olmadığına, delil durumuna ve herhangi bir veriye objektif olarak bakmaksızın her önüne gelen bu konuda bir hüküm veriyor ve bu konuda yargıyı suçluyor. Bu kabul edilebilir değil. Anayasaya ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı olan ve bazı hallerde suç teşkil eden bu durum, ülkemizde kronik bir hal haline gelmiştir. Bilinmelidir ki günlük hayatta suç teşkil eden her söz ve davranış, sosyal medyada da suçtur. Şu bir gerçektir ki herhangi bir davada, dava dosyasına vakıf olan az sayıdaki yargı mensubu dışında hiç kimsenin bu konuda yeterli bilgiye sahip olduğunu söylemek mümkün değildir. Dosyanın içeriğini bilmeden, delilleri görmeden, okumadan, bunları anlamadan ve özellikle bu konuda uzmanlık gerektiren bir konuda bakıyorsunuz herkes bir yorum yapıyor. Televizyonda, basında, sosyal medyada, siyasi alanda ve diğer alanlarda toplumun her kesiminde sanki bütün iş güç bırakılmış ve bir tek bu konu üzerinde yargıya gereksiz şekilde sataşmalarda bulunulmakta. Kamuoyunun demokratik hak arayışlarına, duyarlılıklarına sonuna kadar saygı duyuyoruz. Ancak, hukuk atmosferini zehirleyen bu yaygın ve güncel problem ciddiye alınmalı, yapılacak yasal düzenlemelerle çözüme kavuşturulmalıdır."

'YARGIYA GÜVEN HER GEÇEN GÜN ARTIYOR'

Son yıllarda gerçekleştirilen reform çalışmalarının bir sonucu olarak yargıya güvenin her geçen gün arttığını vurgulayan Akarca, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bu nedenle, halkın yargıya olan güveninin çok az olduğuna dair haber ve yorumların  doğru olmadığı kanaatindeyim. Vatandaşlarımız tarafından mahkemelere açılan milyonlarca davanın hakim ve savcılarımızın fedakar çalışmalarıyla sonuçlandırıldığını tekrar vurgulamak isterim."

5 OTURUM GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Yargıtay Başkanlığı, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) ve Adana Sanayi Odası (ADASO) iş birliğiyle düzenlenen İş Hukuku başlıklı Yargıtay Bölgesel İçtihat Forumu iki gün boyunca "İş Yargılaması, İşin Düzenlenmesi, İş Sözleşmesinin Sona Ermesi, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin Emsal Kararları" ana başlıklarında toplam 5 oturumda gerçekleştirildi.  

 

//